Kurumsal Tepki Oluşturmak
İçinde bulunduğumuz zaman dilimi bazı kıyaslamalar için oldukça güzel fırsatlar sunuyor. Bunu söylerken, kurumların -Covid-19 salgınına karşı- duruma adapte olabilmesi adına konuşuyorum. Bir tarafta özel sektör, diğer tarafta son yıllarda hizmetlerini çok daha bilgisayarlaştıran kamu kurumları… Aslında özel sektör diye tüm sektörü veya kamu diyerek de tüm kamu kurumlarını istisnalara yer vermeden zan altında bırakmak da haksızlık olur, özellikle sağlık sektörünü bu durumun dışında bırakarak yazdığımı belirtmem lazım.
Malum bir salgın ile karşı karşıyayız. Kimsenin önceden deneyimlemediği bir durum. Malum kriz çıktığında ilk hafta herkes “ne oluyor ya!” derdinde idi, buna bir başka deyişle doğal tepki ile önce olayı anlama boyutu diyebiliriz.
İkinci haftaya doğru harekete geçme reaksiyonları yavaş yavaş başladı. Bu aşamada ilk tepki özel sektörden geldi, özellikle kurumsal firmalar ve kurumsallaşma yolundakiler hemen evlere çekildi. Evlere çekilme tıpkı Milli Eğitim Bakanlığı’nın “tatil değil uzaktan eğitim” sloganı gibi özel sektörde de “tatil değil evden çalışıyoruz” olarak şekil aldı. Kiminle görüşsem, evden toplantı, evden mailleşme, evden operasyon yönetimi gibi kavramları duymaya başladım. Yani ofiste yapılan rutin işlerin başına “ev” gelmişti. Tabii ki aynı verimlilik olmayabilir ama kim bilir belki de olabilir, hiç böylesini denemedik ki. Diğer tarafta, özel sektörde olup halen çalışanlar var tabii ki.
Bir de kamu tarafını inceleyeyim dedim. O tarafa baktığımda ise daha ziyade işyerlerinde devam eden “biz insan değil miyiz?” isyanı hâkimdi. Kamunun devamlılığı açısından nöbet sistemine geçilse de, büyük oranda verim olmadığı herkesin kabulü. Ancak kamuda olup eve geçen kesimin büyük kısmı evden çalışamıyor. Bunun en büyük nedeni evden çalışmaya uygun bir altyapısı olmayışı, ve kamu tarafında bu desteğin verilemiyor olması. Bilgi güvenliği, teknik altyapı nedeni ile evden çalışmak epostaları cevaplamak olarak anlam kazanıyor şu aşamada. Dijitale geçişi Elektronik Belge Yönetim Sistemi-EBYS ile sınırlandırmanın ötesinde eposta takibi ile ne yazık ki yürümüyor süreç. Acil olarak diğer çalışma alanlarını nasıl “e-“leştirebilir diye düşünmeli kamu tarafı. Ancak bunun önünde önemli iki büyük nokta var; kırılamayan bürokrasi burada da kendisini göstermiş durumda ve “ortalık karışık” anlayışı ile yeni bir sisteme direnen, yukarıdan gelmedikçe boşver, bekle anlayışı ile hareket eden orta seviye bürokrasi yani bir başka deyişle, belirsiz ortamların ve kendine “güvensizliğin” verdiği risk almak istememek ve kodlarımızdan gelen lider arayışı. Aslında yılların aile şirketlerindeki “patron baba”ların direndiği ve şimdi 1 günde evden çalışma sistemine geçtiği bir düzen içerisinde ortaya çıkan liderler kendi farkını koyacaklar bu süre zarfında. Harvard Business Review Press Duygusal Zeka kitabında şöyle geçer liderler için; “liderler trajedilerin üstesinden rahatlıkla gelebilecek insanlardır. Yeter ki bu yolda kararlı ve bilinçli adımlar atabilsinler. Her şeyden önce nasıl savaşacaklarına karar vermeleri gerekir. Bu önemli kararı verdikten sonraki birlikte savaşacakları askerleri toplamaktır. Bu süreçte hem kendilerine hem de başkalarına, bu misyonu başarmaya yetecek azim ve kararlılıkta olduğunu kanıtlamalıdırlar.
Ve kurumlarda günümüzde gençlerden beklenilen esneklik, çeviklik, uyum sağlayabilme gibi kavramları artık önemsemeleri gerektiğini ve hatta bunu kurumsal esneklik, kurumsal uyum sağlayabilme olarak düşünmeleri gerektiğini de görecekler, görmeleri gerekiyor. Bu başlıklardaki eğitimlerde anlatılanlar şuan geçerli olmayabiliyor öngörülemeyen, önemli sonuçlar doğuran ve kontrol dışında gelişen bir olaylar zinciri var ancak bundan sonrası için önemli parametreler verdiği de muhakkak. Acar Baltaş hocanın da Bir Yolculuk Olarak Liderlik kitabında dediği gibi; 1) Başaranlar kontrol edemedikleri olaylardan ve karşılarına çıkan gerçeklerden şikayet etmezler ve 2) Başaranlar başarı ve başarısızlığı kendi dışlarındaki koşulların belirlemesine izin vermezler.
Artık kurumlar eğitimlerini buna göre de ayarlayacaklar, planlarını buna göre de düzenleyecekler.
Deneyimli, yılların yöneticilerinin değişime direnen kuralları ve planları suya düştü çünkü…